Yoksulluğun çığlığı

Çin’de rekor seviyeye ulaştı, 150 milyon kişi..

ABD’de 51 yılın en yüksek oranında, 43.7 milyon kişi.. .

Japonya’da 20 yılda 2 kat arttı, %15.7..

Almanya’da 11 milyon kişi..

Fransa’da 8 milyon kişi..

60 trilyon dolarlık dünya GSMH'sının yarısından fazlasını elinde bulunduran bu en büyük
beş ekonomi yani 32 trilyon dolarlık bu beş süper güç, Çin, ABD, Japonya, Almanya ve Fransa'da toplam 232 milyon kişi yoksulluk sınırının altında..

Yani dünyanın beş süper gücü olmak yetmiyor, yoksul sayısının katlanarak artışını önleyebilmek için.. Demek ki dünyanın süper gücü olan bu ülkeler, ekonominin belirli sınıflarını zenginleştiriyor, yoksul sayısını bu güce rağmen azaltamıyor.

Avrupa Birliği'nin istatistik kurumu Eurobarometre'nin yayımladığı rapora göre Avrupa’da ise yaklaşık 85 milyon kişi..
Türkiye’ye baktığımızda da artışta, yaklaşık 13 milyon kişi..
Y-o-k-s-u-l..
Yoksul ve zengin arasındaki uçurum gittikçe genişliyor.

Böylesi çarpıcı ve ürkütücü bir tabloyla karşı karşıya olunca da uluslararası ölçekte ciddi anlamda konuyu ele alıp bu katlanan artışları acilen durdurmak gerekiyor.

Dünya eksenindeki en büyük ekonomiler arasında gezindiğimiz bu noktada ülkemizdeki artışı eksiye çekebilmek, konuya dair bir farkındalık ve duyarlılık oluşturmak amacıyla İzmir’den hedefi tam 12’den vurmak amacıyla anlamlı bir ok fırlatıldı. “Yoksulluğa Sessiz Kalma” mesajını taşıyan bu ok, peşinde daha onlarca, yüzlerce oku da sürükleyerek hedefe ulaştığında bu artışın önünde bir set oluşturup, gidişatın yönünü inişe çevireceğe benziyor.

İzmir Kent Konseyleri Birliği ve 2440.Rotary Bölge Federasyonu’nun birlikte başlattığı “Yoksulluğa Sessiz Kalma Projesi”nin, yaratacağı farkındalığın yanısıra el ele verip, dirsek teması dahilinde birliktelik ve takım ruhuyla hareket etmekte ekseriyetle tökezleyen İzmir’de bilakis bir bütün olarak hareket etmenin, projenin eli, ayağı, kolu, gövdesi olup vücud bulmasını ve “güçbirliğinin” nasıl olması gerektiğini de göstereceğine inanıyorum.

İnancımın menşeinde de projenin başlangıcı olması amacıyla düzenlenen özel gecenin başarısı yer alıyor.

“İzmir’den yaktığımız ışığın, ülkemize ve dünyaya yayılması için önder olalım” sloganıyla düzenlenen gece, herşeyden önce unutulan insani değerlerimizi hatırlatmasıyla birlikte, kullanılan dil ve söylem açısından gerçekten duygularımızı ve duyarlılığımızı harekete geçirici nitelikteydi. “Yoksulluğa Sessiz Kalma Gecesi”nin düzenlenmesinde öncülük eden
İzmir Kent Konseyleri Birliği’nin Sözcüsü Murat Bakan ve Rotary 2440.Bölge Federasyonu Başkanı Yeşim Yöney’in projenin oluşum sürecini ve çıkış noktasını anlattığı konuşmaların ardından sahne alan sanatçı ve gruplar, gecenin çoşkusunu doruğa taşıdı.

Halk Korosu’nun seçme eserlerinden İzmir’in meşhur Ege Mahallesi’nde yaşayan çocuklardan oluşturulan ritim grubunun keyifli ve uyumlu performanlarının ardından yine katılımlarıyla geceye destek veren isimlerden Dr Ender Saraç’ın okuduğu “Yoksulluğa Sessiz Kalma Manifestosu” dünyanın en önemli sorunu olarak gösterilen yoksulluk ve açlığa dair yaşananları dinleyenlerin zihnine adeta nakış gibi işledi.

Ünlü besteci ve piyanist Anjelika Akbar’ın piyanosuyla davetlileri notalar arasında büyülü bir yolculuğa çıkardığı gecede, eser aralarında yaptığı kısa konuşmalardan birinde Aşık Veysel’den bir parçayı çalmadan önce bir manevi büyüğünün “Aşık Veysel âmaydı ama hakikatleri bizlerden daha iyi görüyordu.” şeklindeki sözlerini paylaşması, uzun ince bir yolda bu kez düşünceli yürüttü bizleri.. Akabinde çaldığı Can Dündar’ın Köy Enstitüleri belgesel müziğinin oluşum aşamasından bahsederken anlattıkları, bestelerken yaşadığı ve hissettikleri, Nazım Hikmet’i anmadan geçmemesi ve onun için yaptığı “Yalnız Çınar” bestesini sunması gecenin temasına olan hassasiyetini ortaya koyuyordu Akbar’ın..

Mazlum Çimen’in orkestrasıyla birlikte bizleri duygu yüklü anlarda gezindirdiği türkülerinden önce konuşmasında “yoksulluktan daha da önemli olan konu; insan olma ve insani değer yoksunluğu günümüzde.. Umarım bu konuda daha fazla fakirleşmeyiz” demesi ise gecenin en can alıcı sözü hatta sözün bittiği yerdi.

Ve son olarak Türkiye’nin en güçlü seslerinden Zerrin Özer’in muhteşem sahnesiyle doruğa ulaşan gecede katılımcılarla kurduğu sıcak iletişim, eşsiz sesi ve duruşuyla ve de seçtiği repertuarıyla orkestra arkadaşları ile birlikte gecenin ihtişamına yakışır nefis ve unutulmaz bir canlı performans sergiledi, büyüleyiciydi.

Böylesi anlamlı ve etkileyici bir gecenin kusursuz geçmesinde büyük emeği ve çabası olan Rotary 2440. Bölge Kültür Sanat Komite Başkanı Sevgili Işıl Nişli’nin vurguladığı gibi, bu özel geceyle yoksulluğa karşı yakılan bu ışığın tüm Türkiye hatta dünyaya yayılması amaçlanıyor. Yoksullukla mücadelenin en etkili yolunun meslek edindirmek olduğu düşüncesinden hareketle oluşturulan proje kapsamında, vasıfsız kişilere düzenlenecek meslek kurslarıyla eğitim verilecek ve kursların sonunda meslek edinmeleri ve istihdam edilmelerine dair çalışmalar yapılacak.

Dolayısıyla öncelikli olarak İzmir’de sonrada tüm illerimizde iş dünyasından siyasilere, kültür sanat dünyasından yerel yönetimlere, üniversitelere ve medyaya kadar herkesin elinden geldiğince destek vermesi, bu güzel birliktelik ruhunun sağlam ve layıkıyla örülebilmesi adına mutlaka dahil olunması gereken bir proje..

Hele de böylesi duyarlı proje sorumluları, böylesi insani değerleri ön planda tutan ve buna dair bir hassasiyet ve söylem ortaya koyan sanatçılarla yola çıkılıyorsa, projenin ardına eklenmesi kuvvetle muhtemel lokomotifler misali yoluna destekçileriyle devam etmesi, bu inançla atılan başlangıç okunun arkasından yüzlerce oku sürüklemesi ve hedefi 12’den vurması kaçınılmaz olacaktır diye düşünüyorum.

Yeter ki insani değer yoksunluğunda daha fazla fakirleşmeyelim.

Aylin ONART
30 Mart 2011